Pele'nin Unutulan Roveşatası

-
Aa
+
a
a
a

"Escape to Victory- Zafere Kaçış" adlı film İkinci Dünya Savaşı sırasında esir kampına düşen ünlü futbolcular tarafından kurulan bir takımın, Alman Milli Takımı'yla karşı karşıya gelmesini anlatıyor. Usta yönetmen John Huston'un yönettiği filmdePele ile birlikte Bobby Moore, Osvaldo Ardiles, Kazimierz Deyna, Paul Van Himst gibi adlarını futbol tarihine altın harflerle yazdırmış oyuncular da yer alıyor. Takımın kaptanlık bandını  Michael Caine taşıyor. Ünlü oyuncu Sylvester Stallone ise sakatlanan kalecinin yerine geçen esir rolünde. Filmin konusu özetle şöyle: ilk yarıyı 4-1 geride tamamlayan kahramanlar, maçın devre arasında firar etme olanakları olmasına rağmen bunu yapmıyor ve sahaya çıkarak hakeme rağmen maçı berabere bitirmeyi başarıyor. Filmin doruk noktası ise Pele'nin, Bill Conti'nin müziği eşliğinde attığı unutulmaz röveşata golü…

 

Bir futbolcu düşünün, çalımlarıyla, golleriyle, asistleriyle, zekâsıyla, estetiğiyle, röveşatalarıyla, kariyeriyle, saygınlığıyla, savaşları, çatışmaları, işgalleri durdursun… Düşünemiyorsunuz değil mi? Doğrusunu söylemek gerekirse benim de aklım almıyor, ama gelin görün ki, Pele 1967'de bunu başarıyor. 67' Niegara sivil savaşı almış başını gidiyor, onlarca insan ölüyor, futbolun "siyah incisi"nin bölgede oynayacağı gösteri maçı için 48 saat ateşkes ilan ediliyor.

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından biri, kimilerince en büyüğü, futbolun siyah incisi... 4 kez katıldığı Dünya Kupası'nda 12 gol atan, 17 yaşında Brezilya milli formasını sırtına geçiren oyuncu. 1958 Dünya Kupası finallerinde tüm dünyaya adını duyuran futbol sihirbazı, Edson Arantes do Nascimento, nam-ı diğer Pele…

23 Ekim 1940 yılında Brazilya'nın Minas Gerais eyaletine bağlı Três Corações köyünde dünyaya gelen Pele, tüm futbol cambazlarının ilk durağı olan sokak aralarında oynanan maçlarda çalımlarını atmaya başlıyor. Aile tarafından "Dico" takma adıyla çağrılırken futbolcu arkadaşları tarafından da "Pele" takma adını alıyor, 16 yaşına geldiğinde Santos'a transfer olan Pele, aynı yıl içerisinde Brezilya Milli Takımı forması ile Arjantin'e karşı oynuyor. (Santos'a 1958-1969 yılları arasında 9 şampiyonluk kazandırıyor.) 1958'deki Dünya Kupası Finalleri'nde ilk 2 maçta forma şansı bulamayan Pele, ilk dünya kupası tecrübesini Rusya'ya karşı oynanan maçta kazanıyor. 17 yaşında Dünya Kupası finallerinde yedek kulübesinde otururken, çeyrek final karşılaşmasında İskoçya'yla yapılan karşılaşmada yakaladığı forma şansını iyi değerlendiren Pele, attığı golle takımını yarı finale taşıyan isim oluyor. Yarı final karşılaşmasında da Fransa'ya üç gol atan ve takımının 5-0'lık galibiyetinin altına büyük harflerle imzasını atan genç yetenek spor severlerin kalbinde yer edinmeye başlıyor. Brezilya'nın, finalde rakibi ev sahibi İsveç'i 5-2 yenerek, kupayı müzesine götürdüğü maçta, 2 gol de İsveç ağlarına gönderince artık dünya Pele gerçeği ile yakından tanışıyor ve artık O tüm dünyanın yakından tanıdığı bir futbol yıldızı oluyor. Şili'nin ev sahipliği yaptığı 62. Dünya Kupası finallerinde gözler Pele'de... Ama Pele daha turnuvanın başında yaşadığı sakatlık nedeniyle maçların büyük çoğunluğunda takımdaki yerini alamıyor. Bu sakatlık Pele'nin peşini 1966 finallerinde de bırakmıyor.

1970 finallerinde futbolunun zirvesinde bir dönüş yapıyor. Finallerde Rivelino, Jairzinho ve Tostao ile futbola unutulmaz üçleme bilincini yerleştiren futbolcu (bizdeki Metin, Ali, Feyyaz gibi) Brezilya'ya üçüncü şampiyonluğu getiren isimlerin en başında yer alıyor.Gol atmak denildiği zaman akla ilk gelen isim Pele… 92 kez giydiği Brezilya forması ile 77 muhteşem gol kaydederek erişilmez bir rekora da imzasını atıyor. 1956-1974 arasında toplam 1220 gol atıyor... 12 yılda Brezilya'ya 3 kere Dünya Kupası kazandıran "Siyah İnci", oynadığı 6 maçta 90 dakikaya 5 golü, 30 maçta 4 golü, 90 maçta ise 3 golü rakip ağlara bırakıyor. 30 yaşındayken 1000. resmi golünü atıyor… 17 yaşında keşfedilen ve ellerinden kaçmasın diye Brezilya Hükümeti tarafından milli servet ilan edilerek ülke dışına transferi yasaklanan oyuncu bir dönem de Brezilya Spor Bakanlığı yapıyor…

 

Dünyaca ünlü bir futbolcunun anlatıldığı yazının bir de son paragrafı var: Bir dönem savaş durduracak saygınlığa sahip olan Pele, bugünlerde UEFA'nın ve futbol kuruluşlarının onur üyeliklerinde boy gösteriyor, ama Pele, Maradona'nın vatandaşı Che'ye sahip çıkması gibi, Fidel Castro'nun ve H. Chavez'in yanında Bush ve savaş karşıtı eylemlerde yer alması  gibi, Inter Milan'da oynayan Javier Zanetti'nin Zapatistalar ve Subcommandante Marcos'a destek çıkması gibi, maalesef kendi ülkesinde ve dünyada, bugün olup bitenlere dair bir misyon üstlenmiyor…